Pazar deyince aklınıza ne geliyor ? Benim aklıma; samimiyet, hoşgörü, alışveriş, mutlu yüzler, ekmek parası, aile sıcaklığı, mahalle kültürü ve daha nicesi...
Şu anki yaşamımızda çoğu kişi tarafından pazar kültürü pek bilinmese de hâlâ bu değerin kıymetini bilen güzel insanlar var, çok şükür ki var. Ben de annem sayesinde pazar kültürüyle büyümüş bir çocuktum. Çocukluğumda annemle her cuma mahallemizde kurulan pazara giderdik. Pazara gittiğimizde ilk başta korkardım pazarcı amcaların seslerinden. Ama sonra alışınca hoşuma gitmeye başlardı, pazarcı amcalar annem onların tezgahlarından alışveriş yaparken bana da hediye olarak sattıkları meyvelerden verirlerdi, yolda yiyeyim diye. O meyve diğer yediğim meyvelerden o kadar lezzetli gelirdi ki, tarifi yok.
Maalesef ki yaşam koşullarından dolayı artık pazara gidemez oldum. Geçen gün bir fırsat yaratıp pazara gittim. Baktım ki her şey aynı, aynı çocukluğumdaki gibi. Yine gülen yüzlü pazarcı amcalar -hâla pazarcı amca diyorum çünkü her şey eskisi gibi-, yine annesinin elinden tutmuş korkarak yürüyen ama bir o kadar da meraklı çocuklar.
Tezgahlar o kadar renkli ki adeta düğün var, tezgahın üzerindekiler en güzel kıyafetlerini giyip gelmişler; meyveler en renkli, en canlı elbiselerini giymişler, domatesler can alıcı kırmızlıklarıyla arz-ı endam ediyorlar, zeytinler simsiyahlar ama siyahın zarafetiyle çok asil gözüküyorlar. Tüm pazar çok renkli, çok çeşitli, çok bereketli...
Bu eşsiz, nadide, güzel kültürümüzü kaybetmemek adına pazarlara gidelim, pazarcı amcalarla sohbet edelim, aldığımız en taze sebze mevyeleri evimizde ailemizle, eş dostla keyifle yiyelim. Pazarlar, mahalleyi bir arada tutan değerlerden biridir. Bu değeri kaybetmemek dileğiyle...
21 Ekim 2015 Çarşamba
20 Ekim 2015 Salı
YEMEK YAZARLIĞI DERSİNDEN EKLEKTİK YAZILAR
Dışarı çıktığımda herkes bir yerlere koşturuyordu, bu koşuşturma içerisinde yemeği de ihmâl etmiyorlardı. Kimi güzel bir mekâna oturmuş, mükellef bir kahvaltı yapıyordu; kimi işe geç kalmamak için otobüse koşarken bir yandan da elindeki gevrek simidi yudumluyordu. İşte hayat buydu; insanlar ne olursa olsun yemekten vazgeçemiyordu. İnsanlar otobüse biniyordu. O sıkışık otobüste elindekini yemeye devam ediyordu. bir yandan da işe yetişmeye çabalıyorlardı.
İnsanoğlu ne olursa olsun yemek yemeden yaşayamaz. Ama yemek yemek ne kadar hayat koşturmasının içinde olsak da aceleye gelmez, gelemez. Yenilen yemeğin, içilen içeceğin vücudumuzda bir etkinliğinin olduğunu düşünerek beslenmeli ve bunu alışkanlık haline getirmeliyiz.
13 Ekim 2015 Salı
BUĞDAY RİSOTTOSU YATAĞINDA SEBZELİ SOTE
Sebzeli
Sote
Malzemeler
|
Pratik Ölçü
|
Birim Ölçü
|
Açıklamalar
|
Dana Bonfile
|
300 g
|
||
Tereyağı
|
1 Yemek Kaşığı
|
10 g
|
|
Sıvı yağ
|
2 Yemek Kaşığı
|
20 g
|
|
Kuru Soğan
|
2 Orta Boy
|
100 g
|
|
Sarı Biber
|
1 Orta Boy
|
50 g
|
|
Bebek Mantar
|
100 g
|
||
Kiraz Domates
|
100 g
|
||
Biberiye
|
2 dal
|
||
Soya Sos
|
3 Yemek Kaşığı
|
30 g
|
|
Acısso
|
1 Yemek Kaşığı
|
10 g
|
|
Kekik
|
1 Çay Kaşığı
|
||
Karabiber
|
½ Çay Kaşığı
|
Buğday
Risottosu
Malzemeler
|
Pratik Ölçü
|
Birim Ölçü
|
Açıklamalar
|
Kuru Soğan
|
1 Orta Boy
|
50 g
|
İnce doğranmış
|
Sarımsak
|
2-3 Diş
|
10 g
|
|
Su
|
7,5 Su Bardağı
|
1,5 lt
|
|
Zeytinyağı
|
2-3 Yemek Kaşığı
|
30 g
|
|
Bulgur
|
1+ ½ Su Bardağı
|
300 g
|
|
Elma Sirkesi
|
3 Yemek Kaşığı
|
30 g
|
|
Tuz
|
1 Yemek Kaşığı
|
10 g
|
|
Karabiber
|
½ Tatlı Kaşığı
|
4 g
|
|
Bezelye
|
½ Su Bardağı
|
100 g
|
Haşlanmış
|
Tereyağı
|
2 Yemek Kaşığı
|
20 g
|
|
Parmesan Peyniri
|
½ Su Bardağı
|
Sebzeli Sote Yapılışı:
- Derin bir kızgın tavada etler mühürleninceye kadar sotelenir.
- Yağlar eklenir.
- Et sotelendikten sonra soğan ilave edilir, beş-altı dakika arayla karıştırılarak soğanın da sotelenmesi sağlanır.
- Soğan sotelendikten sonra biber tavaya eklenir, et ve soğanla birlikte dört-beş dakika sotelenir.
- Kiraz domates, biberiye yaprakları, soya sos, acısso ve baharatlar da tavaya ilave edilip karıştırıldıktan sonra tava ocaktan alınır.
Buğday Risottosu Yapılışı:
- Zeytinyağı kızgın bir tencereye dökülür.
- Soğan tencereye alınır, yumuşayınca sarımsak da ilave edilip bir tur karıştırılır.
- Bulgur eklenir, yaklaşık beş-altı dakika kavrulur.
- Elma sirkesi eklenir, tamamen buharlaştırılır.
- Tuz ve karabiber ilave edilip karıştırılır.
- Kaynar sudan bir kepçe bulgura eklenir, eklenen su çekilinceye kadar karıştırılarak pişirilir. Bir kepçe daha eklenir ve tekrar çektirilir. Bu işlem bulgurlar istenilen yumuşaklığa gelinceye kadar devam ettirilir.
- Çektirme işlemi bitince bezelyeler de bulgura eklenir.
- Pilav sulu kalacak şekilde ocağın üzerinden alınır; tereyağı ve rende parmesan ilave edilip karıştırıldıktan sonra dinlenmeye bırakılır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)